
Türkiye’nin kuzeybatı komşusu olan bana bu güzellikler ve sürpizlerle dolu yolculuğun bittiğini haber veren şehir.. Geç vakitlerde şehre ayak basıyoruz.. hemen karşımızda Nougrad Prensi ve Savaş Kahramanı Alexandr Nevsky Katedrali NeoBizans Mimarisinde inşa edilmiş Dünyanın en büyük Ortodoks Katedrallerinden biri, Belgrad’daki Aziz Sava’dan sonra ikinci büyük katedral olarak anılmakta… önünden geçerek Alexandr Nevsky Meydanı’na doğru ilerliyoruz.. sol tarafımızda 4.yydan kalma Aziz George Rotunda Kilisesi yer almakta.. ve yine Avrupa’nın en eski Camiilerinden biri olan kuruluş tarihi belli olmayan Mimar Sinan tarafından tasarlanan Kadı Seyfullah Efendi Camii önündeyiz hava serin gezinin son günü.. içimizde upuzun yolu bitirmenin sevinci geldik gidiyoruz’un hüznü birbirimize fena alışıp sarmalanmışız milletle.. bu gece uyumamaya karar veriyoruz hepimiz hafif dalmışız, kendimizi Bulgaristan sınırında genellikle tırcıların mekanı olan üç kardeşin işlettiği Antepli’nin Yeri Neco’da soluğu alıyoruz et yemeyen biriyim fakat ertesi günün perşembe olması ve gerçekten adam gibi yemek yemeyi özlediğim için hemen bende bir Tavuk Şiş ısmarlıyorum biraz bekliyoruz hatta birazdan fazla bekledikten sonra siparişler geliyor 7 euroya değer deyip mis gibi tavukları mideye indiriyoruz ertesi gün niyetlenmeye karar veriyorum perşembe nimeti ve alışkanlıkları.. Günlerdir beslenme ve alışkanlıklarım zıvanadan çıkmış oluyor ki toparlanma vakti diyorum kendi kendime ve hareket vakti ertesi gün hep birlikte dağılacağız, Güzel dostluklar, arkadaşlıklar unutulmayacak anılar, anlar cebimde birikiyor üzerinden uzun zaman geçse de ben bunun üzerine yine hayallerini kurduğum yerlere gitsem de dimağımda kalacak anılarla evin kapısını açıyorum ve rüyadan uyanıyorum sanki bir sürü güzel komik sevgi dolu anı ve tecrübeyle hepsine bi HOŞGELDİN çekiyorum VERİN BANA DÜŞLERİMİ diyerek sözü hayatımdaki yollara bırakıyorum sabır, sağlık ve huzur dileyerek .. 🙂
